Magaza

Filitreler
  • MUFASSAL MEDENÎ AHLAK

    Eser, nefsin sorumluluğundan, irade ve akıl mefhumlarından haberdar ettikten sonra insanın şekillenmesini morfolog bir tıb doktoru edasıyla her yönüyle izah eder ve bedenî vazifeleri kemâliyle açıklar.
                Eser, satır satır İslamın yüce hayat nizamının titizlikle açıklanmasından ibarettir. Dolayısıyla eserde her türlü ferdî ve ictimâî meseleyi detaylarıyla, soru payı bırakılmaksızın bulabileceğiz.
                Tabiîdir ki, bunun böyle olabilmesi, eserin samimî ve berrak bir zihinle, ilme teslim olmuş bir kalble okunması şartıyladır. Cahilin cehaletinden daha korkunç olan şey, ilme ve âlime inkarıdır.
                Yirmi yıllık bir çalışma ve binlerce eserin mütâlaası bu eser zannediyoruz ki elinizden düşmeyecektir. Ahlakı ahlaksızlardan değil, Allah’ın has dostlarından; benliği bencillerden değil, benliğini Hakk yolunda yok etmişlerden; ruhu ruhsuzlardan değil, «Kâlû Belâ» gerçeğinden; kadını canavarlardan değil, can severlerden; devleti dev illetlilerden değil, İslam izzetinden; vazifeleri vazgeçmişlerden değil, Kur’an ve hadisten; iktisadı, iki paraya satandan değil, İki Cihan Serveri’nden; hakları haltperestlerden değil, Hakperestlerden öğrenmek istiyorsanız, lütfen kana kana, sindire sindire okuyun bu pırlanta eseri.
                Ne güzeldir bilmeyenin öğrenmek istemesi! Ve ne güzeldir güzeller güzeli İslam güneşi!..
                Eser, «ben» kelimesinden girişle sinir sisteminin içinde iç duyguları tesbit eder, vazifelerini tayin eder, ferdin şahsiyetinin oluşması macerasını anlatır; ardından kişiliği oturmuş Müslüman genci cemiyete kazandırır. Ona aile kurmasını, sokak, mahalle, şehir ve devlet nizamında İslamî düsturlarla yaşayabilmesi yollarını beyan eder.
                Eser, adından da anlaşıldığı üzere özellikle temeli iman, kanadı vicdan, düsturu Kur’an olmak üzere ahlâkî konulara önem verir; felsefeyi din sananlara gereken cevabları tatlı bir dil, ikna edici bir üslubla bildirir.
                Ruh ve nefs ile ilgili her mesele Biiznillah eksik bırakılmaksızın eserde yer bulduktan sonra, ictimâî hayatın her unsuru tafsilatıyla yerli yerinde aktarılır ve insanın insanla en uyumlu yaşayabilmesi yolları, derin hakîkatler ve hikmetler dahilinde kalblere şifa bir reçete olarak sunulur.
                Bu eser hadîs-i şerîfler için kaynak gösterilerek ve içeriğini etkilemeyen bazı düzenlemeler yapılarak yeniden basılmıştır.

    ISBN : 978-605-5434-07-6
    Ebat
    : 16×24
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 1168 gr
    Sayfa Sayısı
    : 895
    700,00
  • SOHBET VE TESETTÜRDE ÂDAB

         Fitnelerin, dine şaşı gözle bakanların ve İslamı fikrine uydurmaya çalışanların çoğaldığı zamanımızda özellikle eksikliğini hissettiğimiz iki önemli konuyu: sohbet ve tesettür adabını, ğayelerini, sınırlarını ve usullerini aktaran bu eser bir başvuru risâlesidir.
                İslam diyarlarında şeytan, ğayri Müslimlerin  örf ve âdetlerini dışardan güzel göstermek ve İslâmî yaşantıdan iğrendirmek adına var gücü ile çalışmaktadır. Şeytan ve süflî haldeki arkadaşı nefsin silahı şehvet, riyâset, servet, enâniyet ve şöhret putlarıdır. Ruhun ise imana, İslâmî kardeşliğe, ibadete ve Hakk erenleri ile sohbete ihtiyacı vardır.
                Eser, hacmince, İslam kaynaklı sohbetleri, oturulup kalkılan meclislerin haklarını, selam alıp verme âdâbını, konuşma, kaynaşma ve dostluk şartlarını, taharet, tesettür vazifelerini, özelde de akrabalar arası ve aile içi ihtilatın ölçülerini, akıcı bir dille izah  ve okuyucusunu ikna ile umum âdablardan haberdar eder. Ayrıca eserde, evlenmek isteyen gençlere öğütler ve İmâm-ı A’zam rahimehullâhu Teâlâ’nın oğlu Hammâd’a tavsiyeleri, büyük faide sağlayan bölümlerdir. Bu manada eser, Müslümanın şuurlu fiillerine ışık olur. Bu ışık ise, cemiyete huzur olarak yansır.
                Edeb her şeyin başıdır.
                Ey gönül, Allah’la beraber ol. Allah’la beraber olamazsan ey gönül, O’nunla beraber olanlarla ol.

    50,00
  • İNANÇLI GENÇLİK ŞUURU

       Bugün yeryüzünde huzur ve adaletin olmamasının tek sebebi, insanın kendisine yöneltilen âlî İslam Dîni’nin hayat nizamından, cehalet ve inadı yüzünden ğâfil kalmasıdır.
           Bütün dünyadaki Müslüman gençliği gibi memleketimiz gençliğinin üzerine de bir sel gelmiştir. Gençlerimiz öz kültürlerinden mahrum, yolunu şaşırmış, yanlış telkinlerden dolayı ümidini ve dayanma gücünü yitirmiş bir haldedir.
    Gençliğin bu sıkıntılardan kurtulabilmesi, sadece okumakla değil, hak olan bilgiyi tatbik etmekle mümkündür.
    50,00
  • Nakşi Müceddidi Tarikati, Şimdi Hayatım Hicretim

    NAKŞÎ MÜCEDDİDÎ TARİKATİ ŞİMDİ:HAYATIM HİCRETİM 2 Kitap Set Halinde

    1.000,00
  • KALBİN DİRİLTİLİŞİ

       Her bir insanda, iç ve dışa bakan, sol memenin iki parmak aşağısında kozalağı şeklinde bir kalb vardır. Ebedî saadete kavuşmak için “DİRİLMESİ” şart olan kalb, bu maddî kalbe bağlı ve insanın hakîkatine nisbet edilen “latîfe”dir. Bu latîfe, İlâhî nurların akislenmesine, kabullenilmesine elverişlidir. Ve bu latîfeyle insan saîd veya şakî, Mü’min veyahud kafir olur. İnsan ruhuna nazaran bu latîfe, bir babanın öz oğlu gibidir. İnanması yani İslam Dîni’ni kabullenmesiyle insan Mü’min, reddetmesiyle kafir, tereddüd etmek halinde ise münafık olur.
             Bütün belalar, manevî ölüm yahud hayat = diriliş, doğrusu hakîkî hayat, en önce kalbde meydana gelir. Dünya hayatına göre maddî kalbin ölmesiyle bedenin sair azaları öldüğü gibi, manevî hayata göre de kalb latîfesinin ölümüyle ruh, ebedî esarette kalır ve اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا ادْخُلُوا فِى السِّلْمِ كَافَّةً “Ey iman edenler, bütünleşmiş olduğunuz halde islama girin.” emrine uyarak dînin davetçisine icâbet etmediğinden dolayı da türlü ebedî azaba dûçar olur.
    “Kalbin Diriltilişi” adlı bu eserde, kalbî hayat açıklanmakta ve ancak diriltilmiş kalb sahiblerinin gerçek âlim olabileceği izah edilmektedir.
    Güzel işlerin başlama noktasının kalb olduğu, bu itibarla niyetin önemi ve hicretin kalbden başladığı açıklanmaktadır.
              Avama nisbetle tevbe, havassa nisbetle inâbe ve evbe’nin beyanından sonra mürid ve talebenin mürebbîsine karşı görev ve sorumlulukları, mürebbînin vazifeleri sıralanmakta,
            Kalbin Diriltilişi’ni gerçekleştirmek için gerekli olan bey’at ve intisab, bey’atin akabinde yerine getirilecek âdablar anlatılmakta ve diriltilişin usullerini tatbik demek olan tarîkat ve tasavvufun tarifi, faidesi, konusu, ğayesi, şartları, rükünleri izah edilmektedir.
    Tarîkatin âdablarının ardından müşteşriklerin ve felsefecilerin tasavvuf hakkındaki yorumlarının isabetsizliği konu edilmektedir.
          Tasavvufun İslam dînine eklenti olmadığı, bilakis Allah Teâlânın, Rasûlü Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’le bize ulaştırdıklarını anlamaya kalbin elverişli hale getirilmesi ve böylece Allah Teâlâ’nın emr ve yasaklarına içtenlikle şiddetli arzuyla riâyet edilmesi demek olduğu bu eserin öz mesajı olsa gerektir.
          Din, Cibril vasıtasıyla Efendimiz Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e gönderilen, insanın bütün hayatını kuşatan bir nizamdır. Bu nizamın ismi, kalbin kabullenmesine, doğruluğuna hüküm etmesine nazaran iman, bilfiil yaşanmasına nazaran İslam, güzel ahlaka bürünülmesine, murâkabe, muhasebe ve ihlasa nazaran da ihsandır. Diğer ifadeyle tarîkat, şeriat ve hakîkattir. Diğer ifadeyle abdiyet, ubûdiyet ve ubûdedir.
           Her Müslüman her türlü nifak, ma’siyet ve fısktan kalbini arındırıp taat, ibadet, zikir gibi sebeb ve illetlerin tahsiliyle kalbini diriltmeye mecbur ve memurdur. Böylece İlâhî tecellîlere açılan kalb diri, ondan mahrum kalb de ölüdür.

    ISBN : 978-605-61367-4-0
    Ebat
    : 10×16
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 114 gr
    Sayfa Sayısı
    : 174
    50,00
  • ŞUUR

    Akıl kalbde nûrânî bir şuurdur. Hak ile bâtıl arasını ayırt eder. Şuur, gerçek ilham kalbe geldikten sonraki sezgi ve duygudur; Allah Teâlâ’nın ahkâmını icra eder. İşte adalet…
                Gerçek inanç, içtenlik ve samimiyet şartıyla kulun Rabb’ine dâimî alâkadarlığını bildiren bu eser, şuurlu Müslümanın gündelik hayatında uygulaması gereken aktif programı beyan etmiştir. Yataktan kalkıp, tekrar yatağa dönünceye kadar bizi bekleyen vazifelerden bizi haberdar eden eser, düzenli ve verimli bir ömür için elzem olan iç dünyanın huzuru ve saadetine özel bir önem vermiş ve reçeteleri beyan etmiştir.
                Eserde büyük birçok meşâyıhın günlük virdi olan, koruyuculuğu ve tesiri hakkında sahih rivayetler bulunan “Hizb-i A’zam Duası”nın yanısıra, istihâre duası, hastalık ve felaketlerde okunacak dua, cenaze ve kabir ziyaretinde okunacak dualar, sahih hadislerden derlenerek aktarılmıştır.
                Yanısıra okuyucunun okuduğunun manasını mülâhaza etemesi için, Besmele ve Fatiha-ı Şerîf’in meal ve kısa tefsiri ve bunlara bağlı bazı mühim meseleler, El-Bakara Sûresi’nin ilk beş ve son üç ayetleri ve Ayet-ül-Kürsî gibi namaz tesbihatında okunan ayet-i kerîmelerin bir kısmının meal ve izahları da yazılmıştır. Muhtevasındaki her kelimenin faideye sebeb olduğu nâdide eserlerden olan bu kitab, bir solukta okunup, satır satır bir ömür tatbik edilebilecek ölçüler ve dualarla donatılmıştır.

    ISBN :  978-605-5434-04-5
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 215 gr
    Sayfa Sayısı : 147
    150,00
  • ŞÜBHEDEN HAKÎKATE

     Zamanımızda birçok yanlış mesaj, telkin ve talimlerden dolayı evladlarımızın kalb ve dimağlarına Ehli Sünnet vel Cemaatin usulüne uymayan inançlar yerleşmiştir.            Gençlerimizin kimisi felsefî, kimisi cahil sûfî, kimisi münkir, kimisi de Şiî meşreblerine girmektedir. Bundan dolayı her biri bir çıkmaz sokağa yahud nifak kuyusuna düşmektedir.
                Particilik zehiriyle dimağları, ayet ve hadîsi, doğrusu dîni anlamaktan uzaklaşıyor. Vakitsiz öten horozların telkinlerinden dolayı zavallı gençler araştırmaktan dahi âciz kalıyorlar. Okudukları pek çok kitablar, ruhlarına birçok huzursuzluk verip, bıkkınlık, usanç, cehalet ve sâir hastalıklara yakalanmalarına sebeb olmaktadır.
                Eser, bütün bu meselelere, neşterini şifa için kullanan cerrah ustalığı ve titizliğiyle yaklaşmış; saf, tertemiz Ehli Sünnet velCemaat itikadını, Fatih Sultan Muhammed Han’ın ilim hocalarından İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey Çelebi’nin telif ettiği Kaside-i Nuniye’yi esas alarak berrak bir şekilde izah etmiştir. İşte bu eser temel olarak Ehli Sünnet velCemaat itikadının aktarıldığı, zihinlerdeki soruları tatminkâr şekilde cevablayan, samimiyetle okuyanı irşad eden ve özellikle gençlerin akıllarını bozmaya çalışan şer güçlerin tuzak sorularını bertaraf eden üstün bir eserdir.
                Şübhe putlarını kırıp, hakîkat tahtına ulaşmak için muhakkak okunması gereken, her satırı ilim ve irfanla donanmış bu esere vâkıf oldukça, Ehli Sünnet itikadına hayran olacak; ve kesin bilgi ile itikadımızı hayata geçirdikçe de saadete erenlerden olacağız İnşâallâhu Teâlâ.

    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 300gr
    Sayfa Sayısı : 328
    150,00
  • NASIL OLMALIYIM?

    Evet, başlangıçta İslam Dîni bir ferdden, yani Muhammed sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’den başladı. Tek tek insanlar davetine icabet etti. Davetine icabet edenler, birçok güzel ahlaka büründüler ve sair insanlar tarafından parmakla gösterildiler. Yani “ĞARÎB”diler, numuneydiler.
                Bugün Müslüman olarak ben nasıl olmalıyım?
                Ğarîb ve karîb olmalıyım. Örnek, numune bir Müslüman ve böylece Allah Teâlâ’ya yakın olmalıyım.
                “Nasıl Olmalıyım?” adlı bu eser, “ğarîb = örnek Müslüman”ın vasıflarını anlatıyor.
                Hırsın ğalebe çalması demek olan Kapitalizmin ve hasedin ğalebe çalması demek olan Sosyalizmin, itikad, tabiat ve ahlakımızı uğrattığı bozgunluğun farkına varmamız ve ondan sıyrılmamız için, örnek Müslümanın vasıflarını netleştiriyor.
                “Ğarîb” olmaya çalışmamızın yanısıra çocuklarımızı da yetiştirmemiz gerektiği belirtilerek, onlara neyi nasıl anlatmamız gerektiği açıklanıyor.
                Birbirimize öğretmekte, birbirimizden öğrenmekte, öğüt alıp öğüt vermekte sorumlu olduğumuz tenbihleniyor.
                Allah Teâlâ’ya kendimizi sevdirmemiz,
                Rasûlü sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e kendimizi sevdirmemiz,
                Müslümanlara kendimizi sevdirmemiz için üzerimize düşen vazifeler sıralanıyor.
                Her şeyden önce nefsimize hayrı toplamamız için neler yapmamız gerektiği,
                Rabb’imizin, ne gibi şeylerden bizden razı olup, ne gibi şeylerden bize kızacağı,
                Bir kimseye boyun eğmenin hangi şartlarda dînin emri; hangi şartlarda şirk olacağı,
                Hâsılı “ğarîb” olmak, Peygamberimiz sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’e karîb = yakın akraba gibi olmak için, Rabb’imize, Mü’minlere, hatta bütün insanlara karşı sorumluluk anlayışıyla yapmamız gerekenler derli toplu sunuluyor.
                كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْؤُولٌ عَن رَعِيَّتِهِ “Hepiniz çobansınız. Hepiniz reâyâ = sürünüzden = idareniz altında olan can ve maldan sorumlusunuz.”
                Sorumluluklarımızı fark etmeli ve gereğini yapmalıyız.

    ISBN : 978-9944-0856-2-5
    Ebat
    : 10×16
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 42 gr
    Sayfa Sayısı
    : 51
    40,00
  • CANA CAN

    Eser İslam Dîni’nin temelini oluşturan birinci unsur Ulûhiyet ve Rubûbiyet Tevhîdine iman ve ikinci unsur Rasûlullah sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’in nübüvvet ve risâletine iman konusunda net, elzem, kısa bir girişle başlayıp, ardından Rasûlullah sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’in sevgisinin ve şefaatinin nasıl kazanılacağını, salavât-ı şerîfelerin önemini ve Rasûl-u Ekrem sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’in kendisine salavat getirenden nasıl haberdar olduğunu izah etmektedir. Bu izahlardaki incelik ve ilim, müellifine zülcenâheyn olduğunu gizleme imkanı tanımamaktadır.

            Eserde daha sonra zâhirî ve bâtınî ilimlerde kutbiyet ve ferdiyet makamlarına ulaşan, ayet ve hadislerde işaret ve manalarını kemâliyle anlayan Ğavs-ı Semedânî ve Kutb-u Rabbânî Şeyh Abdulkâdir Geylânî aleyhi rahmet-ur-Rahmânî’nin “el-Kelimât-ul-Kudsiyye” adlı risâlesi, “el-Kenz-ul-A’zam vetTılısım-ul-Mübhem”iyle birlikte haftalık virdlere taksim edilmiş olarak yazılmıştır.

             Ayrıca eserde Şeyh Yûsuf Nebehânî kuddise sirruhu’nun “El-Müzdevice” adlı “Manzum Esmâu-l-Hüsnâ”sı ile, günahlarımızı gözümüzün önüne getirerek yanık bir kalble okuduğumuzda bize Allah Celle Celâluhu’nun «اَلغَفُورُ “El-Ğafûr” ismini hatırlatacak, Muhyiddîn Arabî’nin şeyhi Şeyh Ebû Medyen’e aid “Manzum İstiğfar Kasîdesi” yer almaktadır.

              Müellif diyor ki: “Amaçladığımız hedeflere ulaşabilmemiz için hangi kelimenin hangi rahmet kapısını açacağını, hangi şer kapısını kapatacağını, ne gibi habis ruhları kovacağını yahud öldüreceğini bilmemiz gerekir. Oysa kendisine vahiy gelmeyen hiçbir beşer bunu bilemez. Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem bunu müşâhede etmiştir, bildirmiştir. Bildirdiği ayetin, duanın, hamdin, zikrin ve tesbîhin aynısının telaffuz edilmesi gerekir ki müessir olsun.” Bu eser, Rasûlullah sallallâhu Teâlâ aleyhi ve sellem’in canımıza can olabilmesi için bize çağrıda bulunuyor ve yapılacak dua ve yalvarışları gül demeti misali kalbimize armağan ediyor.

               Güzel işlerimiz ve salavât-ı şerîfelerimiz bol, kalblerimiz Nûr-i Muhammediyye ile aydın olsun. Tevfîk Allah Teâlâ’dan.

    ISBN : 978-605-5434-12-0
    Ebat
    : 12×19
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    :  354 gr
    Sayfa Sayısı
    : 387
    150,00
  • BİLGİ ÜZERE İMAN

    Bu eserde:
    Allah Teâlâ’nın sıfatları,
    Peygamberlerin sıfatları ve Peygamberimiz’e has sıfatlar,
    İslam Dîninin beş esası: İtikad, ibadetler, muamele = kullar arasındaki alışverişler, hududlar = cezalar, âdablar,
    İbadetin manası,
    Tevhîdin manası
    Sırât-i müstakîm’in manası,
    Kul hayr ve şerden hangisini seçerse, Allah Teâlâ’nın da kulunu ona muvaffak edeceği,
    Rabb’imize, Peygamberimiz’e, ana babamıza, idarecilerimize saygının manası,
    Akrabalarımızın hakları,
    Öncelikle sakınmamız gereken Dînî yasaklar öz olarak açıklanmaktadır.

    ISBN
    : 978-9944-0856-1-8
    Ebat
    :10×16
    Kağıt Cinsi
    :Şamua
    Ağırlık
    :112 gr
    Sayfa Sayısı
    :166
    50,00
  • TEBLİĞ

    yi Müslüman, kafir ve fâsıkları İslama imrendirir; iğrendirmez.

             Baştan sona ele alınıp yeniden düzenlen bu eser, tebliğ ve nasihat hakkında genel bilgileri verdikten sonra nasihat ve tebliğin tafsilli izahını yapar ve özellikle Rasûl-u Muhterem sallallâhu aleyhi ve sellem’in üstün emr ve tavsiyelerini bildirir; tebliğ edicinin uyması gerekli şartları aktarır. Bu manada eser her tebliğcinin el kitabıdır.

             Özellikle eserde Peygamber yolu ve felsefe yolu şematik halde apaçık belirtilmiş, tebliğcinin Peygamber yoluna davet gibi mühim bir vazifeyi nerede, nasıl, ne zaman, ne şekilde yapması gerektiği ğayet sarih bir sûrette ortaya konmuştur.

             Eserde tebliğin kuru bir mücadele olmadığı, bilakis tebliğcinin, benliğini aradan kaldırarak halkı Allah ve O’nun Rasûlü’nün benliğine, Allah için hak ve hakîkate davet edici olduğu noktasına öncelik verilir. Eserde bu hususlarla ilgili çok önemli metotlar açıklanmıştır. Müellif der ki: “Ey ehli ilim ve ehli kemal, ey genç kardeşlerim!.. Tenkidleri bırakın, tahrîre başlayın. Tahrir demek, meselelerin hayr ve şer taraflarını ortaya koymak, hayr yollarına teşfik, şer yollarını kapatmak demektir. Tenkidse şahısları minareye yükseltmek, yere vurmak… Diyebiliriz ki fâsıka karşı değil, fıska karşı cihad etmek gerekir.”

             Eserde, insanı ğayesine varmaktan alıkoyan her türlü yol kesici şaşkına karşı donanımlı, kararlı, ileri görüşlü tebliğci sûreti çizilmiş olup, bu yönüyle eser, tebliğ vazifesini yüklenen herkese bir ana rehberdir.


    ISBN :
    Ebat : 12×19
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 296gr
    Sayfa Sayısı : 326
    150,00
1 2 3 4 5