Magaza

Filitreler
  • EDELL-UL-HAYRÂT HAMD, SENÂ, SALAVÂT

     Bu eser, Müellif’in “Cana Can” adlı eserinin yeniden düzenlenmesi denilebilir; şu kadar ki, “Cana Can”ın başlangıcındaki “Dîni oluşturan unsurlar ve salavât-ı şerîfelerin önemi” üzerine başlıklar halinde yapılan açıklamalar ve diğer bazı başlıklar burada çıkarılmış; bazı başlıkların sıra ve içeriğinde değişiklikler yapılmıştır.
                 Bir Müslümanın yatağından kalkıp tekrar yatağına girinceye kadar yapacağı bütün işlerde ve ihtiyac duyduğu her vakitte dilinden düşürmemesi gereken dualar, istiâzeler ve salavatlar bu eserde toplanmıştır.
                  İntisâbından sonra müntesibin vazifelerinden olarak günlere mahsus en faziletli virdler, yataktan kalkıştan itibaren yapılan günlük işlerde okunacak istiâze ve dualar, zamanımıza kadar büyük tasavvuf imamları tarafından ehemmiyetle tavsiye edilen Ğavs-ı Semedânî ve Kutb-u Rabbânî Şeyh Abdulkâdir Geylânî aleyhi rahmet-ur-Rahmânî’nin senâ, salavat ve virdleri, Rasûlullah sallâllahu aleyhi ve sellem’in ashabına öğrettiği salavat, Ali kerremallâhu vechehu, İbnu Mes’ûd radıyallâhu anhu’nun salavatları, Şeyh Hasen-i Basrî, Cüneyd Bağdâdî, Şeyh Ahmed el-Bedevî, Şâh-ı Nakşibend rahimehumullâhu Teâlâ gibi birçok şerefli insanların salavatları bu eserde yazılmıştır.
    Unutmayalım ki salih amellerle, duayla, Esmâ’u-l-Hüsnâ ile tevessül meşrû’ olduğu gibi Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in üzerine salavat okumakla hem tevessül, hem de tevassul = Allah’a kavuşmaya çalışmak meşrû’dur.
    Bütün bunların yanında eserde; günlere ve vakte bağlı olmayan, hadîs-i şerîflerden seçilmiş mubarek dualar da bulunmaktadır.
              Vebâ, tâun gibi salgın hastalıklardan korunmak, sihrin bozulması, nazar, rızkın bollaşması, borcun ödenmesi, vesveseden kurtulmak, menfî fikirlere kapılmamak için okunacak dualar da yazılmıştır.
           Bu eser zorda kalan Mü’mini himayesine alan, kendisine sığınanı zâhiri ve bâtınî bütün kötülüklerden koruyan ve rûha müdhiş lezzetler tattıran numûne bir eserdir.
    Bu eser her Mü’minin elinde bulunması gereken bir zikir kitabıdır ve ruhların tedavisi hakkında vârid olmuş reçeteleri ihtiva eder.
    Bu eser, hem Türkce anlamlı hem de sadece Arabca olarak ayrı ayrı basılmıştır.

    ISBN : 978-9944-0856-7-0
    Ebat
    : 12×19
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 280 gr
    Sayfa Sayısı
    : 374
    250,00
  • MÜ’MİNİN İSTİKÂMETİ VELÎNİN KERÂMETİDİR

    Bu eserin yazılmasındaki ğaye, mücerred ilimsiz amel yahud amelsiz ilim sebebiyle ehliyetsiz tasavvuf müddeîlerinin tuzaklarından okuyucusunu haberdar etmek ve kurtuluş yollarını göstermektir.
                Bu eser gençleri, dînî vazifelerini göstermeden onları şahsî intikam ve davalarına heba edenlerin veya tarîkatlerde şeyhlik iddiasında bulunanların taassublarının tuzaklarından, tasavvufun hakîkatine, ehemmiyetine, kurtarıcılığına inanmayan, mücerred felsefî fikirlere kapılan, ibadet etmekten âciz, haramlardan sakınmayan, nefs ve hevasına uyan kimselerin kelepçelerinden, zararlı akımlardan kurtarır.
                Ve ayrıca İlâhî huzura kavuşturmak ğayesiyle yazılan bu eserde, istikamet için Ehli Sünnet velCemaat itikadını kurtuluş kanadı edinen Müslümanlara bir kuvvet ve yükseliş bulacaksınız.
                Ehli Sünnet itikadı ve dört mezheb imamının ictihadını hayat rehberi edinen herkes, Huzurullah’a engel olacak bütün fikir cereyanlarından, evham, hayal ve şübhelerden arınacaktır.
                Eser Ehli sünnet velCemaat İtikadı büyüklerinden ve Fatih Sultan Muhammed’in ilim hocalarından, ilk İstanbul kadısı Hızır Bey Çelebi’nin Kasîde-i Nûniye isimli itikad manzumesini ve kemâlat mevzularını hâiz, kapsamlı, derin görüşlü bir eserdir.
                Bir iki küçük fikir kırıntısı ile bütün dünya meselelerini çözdüğünü zanneden aklına mağlubların dehşet verici zararlarından korunmak isteyenlere ve ilmi âlimlerden öğrenmeyi taleb edenlere ısrarla tavsiye edilecek bir eserdir. Ne güzeldir bilmeyenin bilgiyi bilenden taleb etmesi!..
                Eser temel olarak beş bölümden oluşmaktadır:
                Hakâik-i enbiyânın yolu üzere birinci bölümde, itikaddan sonra ihlas ve istikamet,
                İkinci bölümde sıdk, yani enbiyânın davetine sâdık kalmak, sevilmeleri,
                Üçüncü bölümde teslim, yani enbiyânın davetine yahud davetini bildiren vârislerine teslim,
                Hakâik-i enbiyânın yolu üzere dördüncü bölümde, Tevhîdin gerektirdiği vazifeler ve kerâmetler izah edilmiştir.
                Hakâik-i enbiyânın ve hakâik-i evliyânın yolunu tarif eden beşinci bölümde ise, Kutb-us-sâlîkin ve Ğavs-ul-Vâsîlîn Abdulğafûr el-Abbasî rahimehullâhu Teâlâ ve efada aleynâ birrehu’nun “Muhtasarun fî Ezkâr-it-Tarîkat-in-Nakşibendiyet-il-Müceddidiyye” risâlesinin tercüme ve şerhi yazılmaktadır.
                Eserde özellikle kabir azabını reddedenlere, keramet, tevessül ve şefaati inkâr edenlere, tahkikleri ile son derece doyurucu cevablar verilmiş; bu meseleler, ilmin muhteşem yüceliğinin kabiliyetli beyanında halledilmiştir.

    ISBN : 978-605-61367-7-1
    Ebat
    : 16×24
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 640 gr
    Sayfa Sayısı
    : 335
    350,00
  • CEMAAT

    Cemaat, sadece beş vakit namazı camide kılmak için toplanmaktan mı ibarettir

    Gerçek cemaat, Ehli Sünnet velCemaat itikadı üzere hak olan dört mezhebin tarifiyle İslamî tatbikat mıdır? Bu asrın Müslümanlarının cevabını aradığı ve çözmeleri gereken en önemli konularından biri de bu olsa gerektir. Eser bu sorunun cevabını tafsilatıyla işlemektedir.

    Müslümanlık sadece avam tabakasının dîni değildir. Sadece havas tabakasının da dîni değildir. Hepsinin dînidir. En âdi bir cahilin, dîne bağlanması, alnını Allah için yere koyması, zinadan sakınması gerekli olduğu gibi, en âlî bir âlimin veya âmirin veya zenginin de başını Allah için yere koyması, zinadan, faizden ve bütün günahlardan arınması farzdır. İşte cemaatin manası, her tabakadan insanları biraraya getirmek, kalblerini birleştirmek ve İslam ruhuyla ihyâ’ etmektir. Günde beş vakit namaz kılmakta cemaatleşmek bunun içindir.

    Gençlerimizin şuurlanması gerekir. Şuurlanmak da câmideki cemaatten başlar.

    İmamın şuuru cemaate, cemaatin şuuru imama intikal eder. Cemaat ferdleri imamlarının ilmi nisbetinde, imam da cemaatin ğayreti nisbetinde şuurlanır.

    Herşeyden önce bilelim ki İslam, Allah Teâlâ’nın emr ve yasaklarına boyun eğmekle, boyun eğmek de cemaatleşmekle mümkün olur.

    Eserde cemaatin her yönü, hem ibadet hem de itikad kanadından izah edilmiştir; bahse mevzû’ her hükmün temel mesnedi, sahih, hasen hadisler ve şârihlerin şerhleridir. Meseleler ele alınırken, mümkün mertebede dört mezhebin ittifâkî yolları alınmakla beraber, ihtilaf olduğu takdirde Hanefî mezhebinin fıkıh kitablarından nakledilmiştir.

    Eserde hiçbir şahıs veya grubun lehinde veya aleyhinde kalem oynatılmamış olup, bilakis vahdete ve kardeşliğe teşfik edilmiştir.

    Eserde ayrıca cum’a namazı ile ilgili bütün bilgiler en sağlam ölçüler dahilinde aktarılmıştır. Özellikle dâr-ul-harb meselesi ve Türkiye’de cum’a namazının sahihliği konusunun işleniş şekli takdire şâyandır.

    Eser, Müslümanların birliğini bozan fitnelerin hadîs-i şerîfler ışığında tafsilatlı şerhedilmesinin ardından şu cümlelerle hitam bulur:

    Rabb’imiz bir; kıblemiz bir; Peygamberimiz bir; dînimiz bir; maksadımız bir, yani: İ’lâu Kelimetillâhi hiyel’ulyâ… Öyleyse tefrika ne için?!. Nifaksız cemaat olalım… Müslüman, hangi mezhebde, hangi meşrebde, hangi ırkta olursa olsun; İslam Dîni’ni hâkim kılmak için, olduğu gibi safa gelmeli… ve bir tek can olmalıdır… Milli bütünlük…

    ISBN : 978-605-61367-2-6
    Ebat
    : 12×19
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    :  308 gr
    Sayfa Sayısı
    : 348
    180,00
  • EVRAD-I BAHAİYYE’NİN TERCÜME VE ŞERHİ

    اَلأَنْوَارُ القُدْسِيَّةُ لِشَرْحِ الأَوْرَادِ البَهَائِيَّةِ=EVRAD-I BAHAİYYE’NİN TERCÜME VE ŞERHİ
                Müellif’in “el-Envâr-ul-Kudsiyye li Şerh-il-Ev­râd-il-Bahâiyye” adıyla Arabcasıyla eş zamanlı olarak yazdığı bu eser,
                Hicrî 791 tarihinde vefat eden Şeyh Muhammed Bahâeddîn rahimehullâhu Teâlâ’nın
    müessisi ve İmamı olduğu Nakşibendî Tarîka­ti’nin esasları,
                Tarîkatin İmamı Şeyh  Muhammed Bahâad­dîn kuddise sirruhu’nun tercüme-i hali anlatılarak başlamakta;
                “Nakşibendî Tarîkatinin Şart ve Rükünleri”,
                “Zikrin Efdali Kalbî Zikirdir”,
                “Zikirle Tekarrubun Usulleri”,
                “Murâkabeyle Tekarrub”,
                “Nakşibendî Meşâyıhının Hatmesi”,
                “Evrâd-ı Bahâiyye ve Faideleri”,
                “İstiğfar ve Tevbe” başlıklarının ardından Şâh-ı Nakşibend’in her sabah namazında oku­duğu “Evrâd-ı Bahâiyye” eserinin tercüme ve şerhi yapılmaktadır.
                Bu eseri okumak:
                Nakşibendî Tarîkati’nin, tertemiz Sünnet’in ihyâ’ edilmesi ve bid’atin terk edilmesinden ibaret, Ehli Sünnet velCemaatin itikad ettiği ashâb-ı kirâmın yolu olduğunu anlamak için önemlidir.
                Yine bu eseri okumak, kalbin İslamı anlaması bakımından önemlidir. Çünkü bu eser, Şâh-ı Nakşibend’in, Sünnet-i Şerîf’ten derlediği, tertemiz, kalbleri yıkayıp ışıtan, okudukça Dîni tatbîkî kolaylaştıran, Dîni tatbik ettikçe kalbleri yükselten “Evrâd-ı Bahâiyye”sini, manalarının inceliklerini anlayarak okumak fırsatı vermektedir.

    I
    ISBN : 978-605-61367-0-2
    Ebat : 10,5×16
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 190 gr
    Sayfa Sayısı : 322
    100,00
  • ED-DURRU-N-NADİD

     الدر النضيد فى التصوف والتوحيد=ED-DURRU-N-NADİD
                Müellif’in «ed-Dürr-ün-Nadîd fit’Tasavvufi vet’Tevhîd» adıyla Arabca olarak yazmış olduğu, sonra Türkçe’ye tercüme ettiği bu eser, zamanımızda sünnete = Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in getirmiş olduğu Dîne ittibâ’ etmekten gevşeklik yapan, sahih yol sanarak ibadetleri uyduran, Üstün ve Seçkin’in berrak ve tertemiz sünnetini unutan, tasavvufla ortaya çıkan sûfîlerin ve tasavvufu inkar eden birçok ulemânın ve binnetice onlar gibi bid’ate sımsıkı sarılmış sahte ve hasta, hevâlarına uymuş birtakım ulemânın verdiği zararlardan okuyucusunu kurtarmak, ona bir mizan olması, İslam ve Müslümanlara hizmet olunması ğayesini taşımaktadır. Asrımızda bizim için sonsuz bir bereket ve şükran kaynağıdır.
                Tasavvuf, bir de Allah Teâlâ’nın ma’rifet ve Tevhîdi yani Tevhîd-i ilmî, Tevhid-i amelî ya­hud Rubûbiyet Tevhîdini gerektiren Ulûhiyet Tevhîdi hakkında te’lif edilmiş numûne bir eserdir.
                Bu eserde sûfîlerin i’tikâdî ve ahlâkî sözleri de bilhassa nakledilmiştir.
                Eser, tasavvuf ve sûfî kelimelerinin sözlük ve ıstılah manalarını verdikten sonra “ilm-i tasavvuf”un had ve tarifini, esas menşeini, nis­betini, isimlendirilmesini, konusunu, hükmünü sekiz cihetle beyan etmektedir.
                Sûfîlerin büyüklerinin Allah Teâlâ’ya teslim olmak hususundaki sözlerini, “tevbe, takva, huşu’ ve tevâzu’, telvîn ve temkîn, tefekkür, tevekkül, rıza” hakkındaki sözlerini eserde ğa­yet sarih ve tafsilatlı olarak bulabileceksiniz.
                Hırka giydirilmesinin aslı, zikrin mertebeleri ve çeşitleri, merâtib-i İlâhiyye, insan-ı kâmilin mertebeleri, Ehad, Vâhid ve Vahdâniyet’in ma­naları, felsefecilerin bu husustaki sözleri ve sûfilerin onların sözlerine reddiyeleri, ulemâ­nın Tevhîdde ittifak, lakin maksada ulaşma yollarındaki ihtilafları, Tevhîdin mertebeleri, ehli tahkîkin nezdinde zikir, üns, vecd ve vücud mefhumları, el-Cem’u velFark Makamı, el-Vahdet-ul-Mutlaka, Vahdet-ul-Vücud ve Vah­det-uş-Şuhud mevzuları kemâliyle ifade edilmiş olup, her yeni başlayana yol gösterici, her nihayet davalısına da arkadaş bir eserdir.

    ISBN :
    Ebat : 14×20
    Kağıt Cinsi : 2.Hamur
    Ağırlık : 324gr
    Sayfa Sayısı : 360
    300,00
  • EVRÂD-I BAHÂİYYE’NİN TERCÜME VE ŞERHİ

    Müellif’in “el-Envâr-ul-Kudsiyye li Şerh-il-Evrâd-il-Bahâiyye” adıyla Arabcasıyla eş zamanlı olarak yazdığı bu eser,
    Hicrî 791 tarihinde vefat eden Şeyh Muhammed Bahâeddîn rahimehullâhu Teâlâ’nın müessisi ve İmamı olduğu Nakşibendî Tarîkati’nin esasları,
    Tarîkatin İmamı Şeyh Muhammed Bahâeddîn kuddise sirruhu’nun tercüme-i hali anlatılarak başlamakta;
    “Nakşibendî Tarîkatinin Şart ve Rükünleri”,
    “Zikrin Efdali Kalbî Zikirdir”,
    “Zikirle Tekarrubun Usulleri”,
    “Murâkabeyle Tekarrub”,
    “Nakşibendî Meşâyıhının Hatmesi”,
    “Evrâd-ı Bahâiyye ve Faideleri”,
    “İstiğfar ve Tevbe” başlıklarının ardından Şâh-ı Nakşibend’in her sabah namazında okuduğu “Evrâd-ı Bahâiyye” eserinin tercüme ve şerhi yapılmaktadır.
    Bu eseri okumak:
         Nakşibendî Tarîkati’nin, tertemiz Sünnet’in ihyâ’ edilmesi ve bid’atin terk edilmesinden ibaret, Ehli Sünnet vel’Cemaatin itikad ettiği ashâb-ı kirâmın yolu olduğunu anlamak için önemlidir.
           Yine bu eseri okumak, kalbin İslamı anlaması bakımından önemlidir. Çünkü bu eser, Şâh-ı Nakşibend’in, Sünnet-i Şerîf’ten derlediği, tertemiz, kalbleri yıkayıp ışıtan, okudukça Dîni tatbîkî kolaylaştıran, Dîni tatbik ettikçe kalbleri yükselten “Evrâd-ı Bahâiyye”sini, manalarının inceliklerini anlayarak okumak fırsatı vermektedir.
    ISBN : 978-9944-0856-9-4
    Ebat
    : 12×19
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 400 gr
    Sayfa Sayısı
    : 410
    250,00
  • TEK ÇARE

    Eser, Tevhid, vahdet ile iman kardeşliğini, Müslümanın ferd, cemaat ve cemiyet kardeşliği dahilinde vazifelerini, hayatımızı çepeçevre saran rûhî ve sosyal bunalımlardan kurtuluş çarelerini, İslamı yaşantı olarak gündelik hayata hâkim kılma metotlarını ve sosyal hayatın meselelerinde İslamın çözüm yollarını ve tavsiyelerini beyan eder. Bu manada eser, ismi ile müsemma reçeteler manzumesine hâizdir.
              Bu din ve millet uğruna, canlarını veren ceddimiz, bizim bugünkü halimizi görseler şöyle sesleneceklerdi:
         “Bizler kendimizi ve milletimizi cahiliyyenin karanlık vahşetinden kurtardık, size bu din ve namusumuzu emanet ettik. Maalesef görünen o ki, siz tekrar cahiliyyeye dönmek istiyorsunuz. Bizden miras kalan İslam kardeşliğinin hukukunu ihlal ediyorsunuz. Öyle ise siz ne için bizim şerefimizle övünüyorsunuz?”
                Müellif diyor ki: “Biz bu sesi duymuş gibiyiz. Bu mesuliyeti hissederek, acz ve kusurumuzu itiraf ederiz. Bu mesuliyetten kurtulmak için, ana hatları ile iman kardeşliği konusunu ele alıyoruz. Umulur ki, okuyan bir genç kardeşimiz bu eserin aynasından kendini görür ve tanır.”
                Bu eser sırlarla dolu bir hazinedir.
                Tek Çare, ruh ve nefsin, İslam fırınında Tevhid, vahdet ve iman kardeşliği cevherleri ile pişmesidir.
                Eser, tamamen ayet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ışığında, ulemânın ferâsetli, sağlam görüşlerini, güven ve huzur dolu yarınlar için istifadeye sunmuştur.

    TERMOFLEKS SUNİ DERİ KAPAK


    ISBN :
    Ebat : 16×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 1138gr
    Sayfa Sayısı : 709
    900,00
  • MUFASSAL MEDENÎ AHLAK

    Eser, nefsin sorumluluğundan, irade ve akıl mefhumlarından haberdar ettikten sonra insanın şekillenmesini morfolog bir tıb doktoru edasıyla her yönüyle izah eder ve bedenî vazifeleri kemâliyle açıklar.
                Eser, satır satır İslamın yüce hayat nizamının titizlikle açıklanmasından ibarettir. Dolayısıyla eserde her türlü ferdî ve ictimâî meseleyi detaylarıyla, soru payı bırakılmaksızın bulabileceğiz.
                Tabiîdir ki, bunun böyle olabilmesi, eserin samimî ve berrak bir zihinle, ilme teslim olmuş bir kalble okunması şartıyladır. Cahilin cehaletinden daha korkunç olan şey, ilme ve âlime inkarıdır.
                Yirmi yıllık bir çalışma ve binlerce eserin mütâlaası bu eser zannediyoruz ki elinizden düşmeyecektir. Ahlakı ahlaksızlardan değil, Allah’ın has dostlarından; benliği bencillerden değil, benliğini Hakk yolunda yok etmişlerden; ruhu ruhsuzlardan değil, «Kâlû Belâ» gerçeğinden; kadını canavarlardan değil, can severlerden; devleti dev illetlilerden değil, İslam izzetinden; vazifeleri vazgeçmişlerden değil, Kur’an ve hadisten; iktisadı, iki paraya satandan değil, İki Cihan Serveri’nden; hakları haltperestlerden değil, Hakperestlerden öğrenmek istiyorsanız, lütfen kana kana, sindire sindire okuyun bu pırlanta eseri.
                Ne güzeldir bilmeyenin öğrenmek istemesi! Ve ne güzeldir güzeller güzeli İslam güneşi!..
                Eser, «ben» kelimesinden girişle sinir sisteminin içinde iç duyguları tesbit eder, vazifelerini tayin eder, ferdin şahsiyetinin oluşması macerasını anlatır; ardından kişiliği oturmuş Müslüman genci cemiyete kazandırır. Ona aile kurmasını, sokak, mahalle, şehir ve devlet nizamında İslamî düsturlarla yaşayabilmesi yollarını beyan eder.
                Eser, adından da anlaşıldığı üzere özellikle temeli iman, kanadı vicdan, düsturu Kur’an olmak üzere ahlâkî konulara önem verir; felsefeyi din sananlara gereken cevabları tatlı bir dil, ikna edici bir üslubla bildirir.
                Ruh ve nefs ile ilgili her mesele Biiznillah eksik bırakılmaksızın eserde yer bulduktan sonra, ictimâî hayatın her unsuru tafsilatıyla yerli yerinde aktarılır ve insanın insanla en uyumlu yaşayabilmesi yolları, derin hakîkatler ve hikmetler dahilinde kalblere şifa bir reçete olarak sunulur.
                Bu eser hadîs-i şerîfler için kaynak gösterilerek ve içeriğini etkilemeyen bazı düzenlemeler yapılarak yeniden basılmıştır.

    TERMOFLEKS SUNİ DERİ KAPAK
    ISBN : 978-605-5434-07-6
    Ebat
    : 16×24
    Kağıt Cinsi
    :
    Şamua
    Ağırlık
    : 1168 gr
    Sayfa Sayısı
    : 895
    1.000,00
  • HİKMET-EL ENBİYA

    حكمة الانبياء بتعليم الاصفياء=HİKMET-EL ENBİYA
    Müellif’in «Hikmet-ul-Enbiyâ’ bi Ta’lîm-il-Asfi­yâ’» adıyla Arabca olarak yazmış olduğu, sonra Türkçeye tercüme ettiği bu eser, enbiyâ’nın hikmetli öğütlerinde sûfîlerin yollarını beyan için hazırlanan kıymetli bir kitabdır
                Birçok ayetler, sahih, hasen hadisler ve Ehli Sünnet VelCemaatten ilimde büyük payeye ulaşan imamların bu husustaki sözleri eserde toplanmıştır.
                Sûfîlerin yolu, ashâbın yoludur. Bu yoldan ğâfil kalan, dünyevî ve uhrevî saadetlerden de ğâfil kalır demektir.
                Şirkin ateşi ne kadar yakıcı ise de, Tevhîdin nuru, muvahhidlerin günah ve kötülüklerini daha ziyadesiyle yakıcıdır. Dâlaletten kurtuluş, ancak Tevhîde yol bulmakla, bütün övgülere layık Allah Teâlâ’ya ibadet etmekte ihlasladır.
                Eser, insanın ebedî saadeti için Rabb Teâlâ’nın ma’rifetine ulaşabilmesi yollarını beyan eder. Hikmeti ve usûlünü tarif ile insanın muazzam sırrını ifşâ eder.
                Rasûl-u Muhterem sallallâhu aleyhi ve sel­lem’in beşer cinsinden beşere benzemez, beşer üstü büyük bir nimet olmaklığını ve ondaki yüksek meziyetleri vurguladıktan sonra Allah için terk ve sevgide Asfiyâ’nın = Sûfilerin yolunun üslûblarını izah eder.
                Eser, تَخْلِيَة “tahliye” ve تَحْلِية “tehliye”yi, helal ve haram lokmanın etkilerini ve sünnete uymanın kalbi nurlandırmasını, bey’atlerin hükümlerini izah eder, talim ile ilgili hükümlerden haber verir, halka halinde cehrî zikrin meşrûi­yetini açıklar ve اَللّٰهُ“Allah” zikrinin ehemmiyetini öne çıkarır.

    ISBN :
    Ebat : 12×20
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 346gr
    Sayfa Sayısı : 304
    300,00
  • ENÂMİL-U MESÂİL-İT-TEVHÎD (2 CİLT)

    اَنَامِلُ مَسَائِلِ التَّوْحِيدِ = ENÂMİL-U MESÂİL-İT-TEVHÎD           

               Müellif’in Arabca olarak yazdığı iki cildlik bu eser, İşrâkiyye felsefesinin yahud müsteşriklerin batağına batan günümüzdeki bazı mutasavvıfların, zarûret-i dîniyyeden olmadığı halde zarûret-i dîniyyedenmiş gibi serdettikleri vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhûd hakkında küfre götürecek veya yakınlaştıracak görüşlerine sed çekmek amacıyla, Ehli Sünnet vel’Cemaat itikadında kaynak iki yüz altmış üç esere başvurularak hazırlanmış olup ilm-i Tevhîd’den bahsetmektedir. Çünkü ilm-i Tevhîd, asılların aslıdır.

                Eser, Ehli Sünnet vel’Cemaat Mâturidî ve Eş’arî’den büyük fukahaların ve hadisçilerin ittifak ettikleri Tevhîd meselelerinin geniş konularını “enmile = parmak uçlarından bir uç” diye başlıklar halinde ve bu meseleler altına giren maddeleri de “fasıl” olarak izah etmektedir.

                Eser “el-akîdet-ul-mürşide” ile süslendirilmiştir. “Tevhîde dokunur” demek bahanesiyle vahdet-i şuhud mesleğine girenleri tekfir edenleri irşad etmek maksadıyla, konuya aid olan Tevhîd meselesi büyük imamlardan naklen izah edilmekte ve İlâhî sıfatların itikadında Ehli Sünnet velCemaatin yolunu bilmeyip vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhûd meselelerine giren kimsenin durumu, saman çöpüne binip denize açılan kimsenin durumuna benzetilmektedir.

                Eserde ilm-i Tevhîd’in tarifi, konusu, semeresi, fazileti, nisbeti, vâdı’ı, ismi, kaynakları, hükmü, Ehli Sünnet velCemaatin tarifi, ulemânın “vücud” lafzı ve manası hakkındaki ihtilafı, Allah Teâlâ’nın sıfatları, vahdet-i mutlaka veya vahdet-i vücud hakkında felsefecilerin ve sûfîlerin görüşleri, iki yol arasındaki fark, vahdet-i vücud hakkında ehli hadis ve sûfîlerin görüşlerinin birbirine denkliği, hulul, ittihad, teşbih, tecsîm iddia eden fırkalar, Ehli Sünnete muvâfık olan tasavvuf ilmi, Allah Teâlâ’nın Zâtı’nı idrakten mahlukun acziyeti, Tevhîdin nurlarının görülmesinin mümkünlüğü, sûfîlerden ehli tahkik indinde tecellînin manası gibi ilm-i Tevhîddeki birçok meseleler, ayet ve hadislerle delillendirilerek akıcı bir uslubla izah edilmiştir.

                Özellikle sûfîlerin, ilm-i tasavvuf’ta ve ilm-i kelam alanında çalışma yapan araştırmacıların, yoldan kaymalardan korunmak için ellerinde bulundurmaları gereken bir eserdir. Hâsılı eser, Tevhîdin, bir şeyin bir şeyi yapması demek olmayıp, bir tek Zât’ın her şeyi yapması demek olduğunu; vahdet-i mutlaka, vahdet-i vücud, vahdet-i şuhud mesleklerinin akılla bilinmeyeceğini, ilm-i Tevhîd ve amel-i Tevhîdde Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e ittibâ’ edildiği halde İslâmî tatbikatla ancak bilinebileceğini isbatlamaktadır.


    ISBN : 978-605-5434-38-0
    Ebat : 17×24
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık :
    Sayfa Sayısı : 882

    900,00
  • ED-DÜRER-UL-AVÂLÎ Lİ ŞERH-İ BED’İ-L-EMÂLÎ

    اَلدُّرَرُ الْعَوَالِى لِشَرْحِ بَدْءِ الأَمَالِى  = ED-DÜRER-UL-AVÂLÎ Lİ ŞERH-İ BED’İ-L-EMÂLÎ          
              Müellifin Arabca olarak yazdığı bu eser, Sirâceddîn Ali bin Osman el-Ûşî el-Ferğânî kuddise sırruhu’nun Ehli Sünnet velCemaatin itikadı hakkındaki bilgileri manzum bir şekilde ifade ettiği  “Bed’ul-Emâlî = Kaside-i Lâmiye”nin şerhidir. Eser, beytler, bunların iğrâbı ve bu iğrâba uygun olarak kısaca anlaşılması gereken manayı açıkladıktan sonra beytte geçen itikadî mesele hakkında ayet ve hadisler ışığı altında Ehli Sünnet imamlarının izahlarını, Arab dilinin inceliğine uygun olarak aktarır.
                Eser, Allah Teâlâ’nın sıfatları, peygamberlerin sıfatları ve Ehli Beyte, ashaba hürmet ölçüleri gibi temel bilgileri, ayet ve hadisleri ve bunların doğrultusunda büyük imamların görüşlerini baz alarak izah edip, ilm-i kelamda mübtedî olanların itikadını tashih ederek, onları taklîdî imandan tahkîkin ilk basamağına çıkartır ve bu delilleri iyice zabtedenlere de hayatları boyunca itikad konusunda yıkılmayacak bir kal’a ve sur örer.
                Ayrıca zamanımızda bazı serserilerin itikaddaki ihtilafları sebebiyle hidayet yolunun tam zıd istikametine götürebilecek ve Allah korusun uhrevî hayatı kaybettirecek kadar tehlikeli tuzaklarına düşen körpe zihinleri, inkarı mümkün olmayan bu kitabdaki delillere yapıştıkları nisbette Ehli Sünnet velCemaat yoluna çekerek tahkîke ulaştıracak ve hidayet yolunda onlara rehber olacaktır.

    ISBN :
    Ebat : 14×20
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 464gr
    Sayfa Sayısı : 371
    300,00
  • TAHKİM-İ SÂDÂT ŞERH-İ MİŞKAT

    Eser, Hatîb-i Tibrizî’nin Mişkât-ul-Mesâbîh isimli hadis kitabının emsalsiz bir şerhidir.
                Bizim zamanımızda birçok fitne kapısı açılmıştır; sırât-I müstakîm üzerinde olan zevat azalmıştır. Fitnelerden biri de, köşe başında oturan cambazların, sadece ayet meallerini okuyarak şerefli milletimizin, özellikle yavrularımızın dimağlarını şaşırtmalarıdır. Bunun yegâne sebebi, Arabî nazımla Kur’an ve hadîse bağlı ilim erbâbının azalmasıdır.
                Özellikle hadisleri devreden çıkarmak isteyenler, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’i sözde susturup, her manaya gelebilecek meali fikrine delil edinip, sözünü din diye satışa çıkarmayı ğaye edinen, insanları benlik ve şahsiyetlerine davet eden zavallılardır.
                İşte bu eser, başka hiçbir çabaya gerek olmaksızın tek başına bütün bu hilelerin ve menfî maksadların önünü kesmeye kâfidir.
                Eserin birinci cildinde özellikle hadis ilmi ile ilgili aktarılan bilgiler takdire şayan olup, bütün açıklığı ile Müellif, ilmini inci tanesi gibi ortaya koyarak, bir mişkat gibi okuyanını ışıldatıyor ve alıcı zihin sahiblerini hadis ilminde üstün bir mevkiye getirici nâdide bilgileri aktarıyor.
                Özellikle bidâyette ilm-i usûl-i hadis talebelerine ve hatta nihayette muallimlerin de müstağnî olmayacağı şekilde, hepsinin tedrisat ve talimlerinde mihenk olacak bir düzenle tanzim edilen eserde, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye yöneltilen hadisle ilgili itirazlara verilen cevablar ve onun hadisteki derya ilmi ile ilgili nakiller, hadîs-i şerîflerin tedvîni ile ilgili mevzû’lar, Kütüb-i Sitte sahiblerinin hayatlarına ve ilimlerine dair konular, hadis ıstılahları ve mevzuların işleniş tarzı, bu eserin ilgili herkes tarafından büyük bir önemle takibini gerektiren keyfiyetlerdir.
                Eser aslında üç ayrı kitabın bir arada olduğu, alanındaki nâdir teliflerden birisidir. Bir yandan Mişkât-ul-Mesâbîh, sade ve sahih bir tercüme ile aktarılırken, bir yandan da ilm-i usûl-i hadis’in bütün incelikleri ile şerhediliyor. Öte yandan aynı kap içerisinde hadislerin tahricleri, örneği hiçbir hadis kitabında görülmeyecek sağlamlıkta ve üslubda nâdide bir usulle bildiriliyor. Râvîlerin hayatlarına dair bilgiler, şerhedilen hadîsin bahsine giren hükümler, ölçüler, hikmetler ve mev’ızeler müstakil bir eser olarak hazırlanması mümkün bir halde okuyucusunun istifadesine sunuluyor.
                Müellif, ilim hazinesini cömerdce okuyucusunun faidesine açmış ve derin bakışıyla asrımızın muhakkiklerinin önüne hadis ilmi ile ilgili fevkalade gerekli ve mükemmel bir mihenk ortaya koymuştur.
                Hâzâ min fadli Rabbî
                Müellif’in, Mişkât-ul-Mesâbîh hadislerinin şerhini tamamlaması, bu eserle tanışanların dileğiydi muhakkak.
                Bu şerhin tamamlanması ve arzu ettiği diğer çalışmaları gerçekleştirmesi için Üstazımız’a sağlık ve hayrlarla dolu uzun ömür, çalışma feyzini paylaşmak istediği kardeşlerimize de ğayret, ihlas ve muhabbet de diliyorduk.
                Ne var ki Üstazımız’ın ömrü buna kifâyet etmedi. Allah Teâlâ minnet ve keremiyle onun tertemiz sırlarını yüceltsin, cesedine ve cesedinin yatağı olan toprağına rahmet ve rızalarını bolca akıtsın, cennetlerinin ortasında iskanlandırsın, ilminden bizi faidelendirsin, ilminin bereketlerini üzerimize akıtsın. Âmîn.
    ISBN : 978-605-5434-08-5
    Ebat : 10×16
    Kağıt Cinsi : Şamua
    Ağırlık : 80gr
    Sayfa Sayısı : 114
1 2 3 4 5